Vakıf Hakkında
Faruk Erem
Hümanist Dergi
Yapısal Gelişmeler

Faruk Erem'in Konuşması

Tutuklama

Şiir: SON

Faaliyetlerimiz

Eski Yakın Doğu

Kayaçlar

Patates Salatası

İzlanda

Tatil

Toplumun İnsanlar Üzerindeki Etkileri

İshakpaşa Sarayı

Ön Kapak İçi

Arka Kapak İçi

Arka Kapak


Haberler
Gezelim Tanıyalım
Bize Yazın
Mithatpaşa Cad. No:66/6      Tel: 0312-419 38 65      Fax: 0312-419 76 25
Kuzey kutup çizgisinin hemen altında yer alan İzlanda çok sayıda aktif yanardağın bulunduğu bir ülkedir. Bu dağlar oldukça sık aralıklarla faaliyete geçer (beş senede bir). Yanardağların püskürttüğü lavlardan oluşan "lava" tarlaları arazinin yüzde onluk bir bölümünü kaplar, üstü küçük otlarla kaplanan bu tarlalar açık yeşil kadife görünümündedir. Aralarında farklı çiçeklerin de yetiştiği bu tarlalar tarıma elverişli değildir. Şelalelerinin de bol olduğu İzlanda elektrik enerjisini bunlardan ve jeotermal sulardan sağlamaktadır. Ülkenin pek çok yerinde yer altı suları 200 derece kaynar vaziyette yeryüzüne çıkmaktadır. Bu kaynaklar son zamanlarda şehirlerin ısınmasında kullanılmakta ve ayrıca ısınma için para harcanmamaktadır.
Topraklarının altı bu kadar sıcak ve hareketli olmasına karşın ülkenin güneydoğusunda büyük ölçekli bir buzul alanı mevcuttur. Vatna Buzulu adını alan bu bölge ülkenin en yüksek yerlerinden biridir. Yer altı sularının alt tabakalarda sıkışması sonucu oluşan "Geyzir" ya da Gayzerler başkent Reykjavik yakınlarındadır. Çıplak dağ, çöl ve buzullarla kaplı alanların dışında ağaçlık bölge yok denecek kadar azdır.
Halkının İskandinavya'dan gelen Vikinglerin soyundan geldiği söylenmektedir. 9.Yüzyılda adaya gelenler 930 da dünyanın en eski parlamentosunu oluşturmuşlardır. Çeşitli idari kararların alındığı bu parlamento aynı zamanda mahkeme görevini de üstlenmiştir. Çeşitli etkinliklerin yapıldığı vadi o dönemin en sosyal yaşam alanlarından biri olmuştur. Ülkenin Dünya Mirasına alınan tek yeri bu bölgedir.
Nüfus yoğunluğu fazla olmayan İzlanda da halkın tamamı eğitimlidir. Vikinglerin getirdiği kısa boylu uzun kuyruklu ve yeleli midilli atları ülkenin her yerinde görülmektedir. Irkı bozulmasın diye başka cins atın getirilmesine izin verilmemektedir.
Geçimlerinin büyük kısmını balıkçılıktan sağlayan halk koyun, inek ve at yetiştiriciliği ile uğraşmaktadır. Sıcak ve soğuğun bir arada olduğu bu ülkenin insanların sakin ve güzel olmanın yanı sıra okumayı da çok sevmekteler. Yollarda giderken gördüğümüz tablo masal kitaplarındaki tasvirleri yansıtmaktaydı.